SON DAKİKA
Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) koordinasyonunda yürütülen proje kapsamında, denizaltıların sahilden beslenmesi için ihtiyaç duyulan “Sahil Besleme Sistemi” yerli imkânlarla geliştirildi ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın kullanımına sunuldu. Ana yüklenici ASPOWER, Türkiye’de taşınabilir özellikte en yüksek güç seviyesine sahip şarj ve güç besleme sistemlerini özgün olarak tasarladı; sistemlerin üretimi de yerli iş ortaklarıyla birlikte tamamlandı. Bu sayede geçmişte yurt dışından temin edilen kritik çözümler, millî mühendislik ürünleriyle ikame edilerek lojistik bağımsızlık ve tedarik sürekliliği güçlendirildi.
Proje, yalnızca liman altyapısı bulunan üslerde değil, elektrik altyapısının yetersiz olduğu sahalarda da operasyonel esneklik sunuyor. Taşınabilir konfigürasyon ve jeneratör setleri sayesinde sistem, enerjisini gerektiğinde kendi içinde üretebiliyor; bu da konuşlandırma süresini kısaltırken, görev öncesi batarya şarj yönetimini coğrafi kısıtlardan bağımsız hale getiriyor. Farklı denizaltı tipleriyle uyumlu tasarlanan Sahil Besleme Sistemi, yüksek güç elektroniği verimliliği, güvenli bağlantı arayüzleri ve izlenebilirlik odaklı yazılım altyapısıyla sahada kesintisiz ve emniyetli güç aktarımı sağlıyor.
ASPOWER Genel Müdürü Ramazan Demir, şirketin elektrikli şarj sistemleri, enerji depolama, elektrikli itki, motor sürücüleri, kesintisiz güç kaynakları ve çeşitli evirici çözümlerinin yanı sıra yazılım tabanlı video teknolojileri ve yapay zekâ destekli yazılım ürünleri geliştirdiğini vurguladı. İstanbul’daki üretim tesisinde hayata geçirilen Sahil Besleme Sistemi’nin, tasarım ve donanımı kendilerine ait elektronik kartlar ve yazılımlarla yüzde 94 yerlilik oranına ulaştığının altını çizdi. Bu kazanım, tedarik zincirinin millîleştirilmesi kadar, bakım-idame süreçlerinde hız ve maliyet avantajı da sunuyor.
Operasyonel açıdan bakıldığında, çözüm denizaltıların görev hazırlık döngüsünde kritik bir boşluğu kapatıyor. Kıyıda batarya şarjının güvenli ve hızlı biçimde yapılabilmesi; göreve çıkış temposunu hızlandırırken, platformların limanda kalış sürelerini optimize ediyor. Yüksek güç yoğunluğu, taşınabilirlik ve modülerlik üçlüsü, Türk Deniz Kuvvetleri’nin farklı konuşlanma senaryolarında aynı standardı yakalamasına imkân tanıyor. Sonuç olarak proje, Mavi Vatan kapsamında denizaltı filonun sürdürülebilir operasyon temposunu destekleyen, ihracat potansiyeli barındıran stratejik bir yerli güç elektroniği hamlesi olarak öne çıkıyor.
Yorum Paylaş
Yorumlar
Henüz yorum bulunmamaktadır.
İlgili Haberler
Milli hava araçlarına yerli “kalp ve damar sistemi”: Hidrolik sistemlerde kritik yerlileştirme hamlesi
HAVELSAN’dan Döner Kanat Simülatörlerinde Küresel Hamle: ABD’li ART ile Stratejik Ortaklık
Harp Sahasının Yeni Oyuncusu: İnsansız Kamikaze Sualtı Araçları Dönemi Başladı
ASELSAN’dan Avrupa’ya 400 Milyon Doları Aşan Elektronik Harp İhracatı
Avcı İHA TALAY Deniz Testlerine Giriyor: Alçak İrtifada Yeni Güç Çarpanı
Türk Savunma Sanayisinde İHA’ların 2026 Rotası: Seri Üretim ve Yüksek Adetli Siparişler
ABD Ordusu IBCS ile Seyir Füzelerini Başarıyla Önledi: Entegre Hava ve Füze Savunmasında Kritik Test
BAE Systems, CV90 Zırhlı Araçları İçin Saab’ın UTAAS Atış Kontrol Sistemini Seçti