SON DAKİKA
Elektronik harp, modern savaşın görünmeyen ama en etkili cephelerinden biri haline geldi. Türkiye ise bu alandaki gelişimiyle artık sadece bölgesinde değil, küresel ölçekte de söz sahibi konumda. ASELSAN, TÜBİTAK SAGE ve diğer yerli savunma sanayii kuruluşlarının geliştirdiği sistemler, kara, hava ve deniz kuvvetlerine ait platformlarda aktif şekilde görev yapıyor.
Savunma Sanayii Uzmanı Ahmet Alemdar, Türkiye’nin 1980’lerde başlayan elektronik harp serüveninin bugün meyvelerini verdiğini belirtiyor. O yıllarda ABD’den tedarik edilemeyen sistemler, ASELSAN’ın geliştirme programları ile millileştirildi ve Türkiye kendi elektronik harp altyapısını kurdu. Günümüzde KORAL, REDET/VURAL, MİLKAR, ILGAR, PUHU ve SÖKME gibi kara konuşlu sistemler; ARES 2-A havadan elektronik destek sistemleri; ARES 2-NC gibi deniz tabanlı çözümler ve MARLİN SİDA gibi insansız platformlar bu alanda Türkiye’nin envanterinde yer alıyor.
Türkiye’nin geliştirdiği elektronik harp teknolojileri, yalnızca düşman sinyallerini karıştırmakla kalmıyor, aynı zamanda dost unsurların haberleşme güvenliğini de üst düzeye taşıyor. HAVASOJ ve HİK uçaklarına entegre edilen ARES 2-A sistemleri, havadan elektronik taarruz kabiliyetini yeni bir seviyeye çıkarırken, İHA-SOJ projesi sayesinde insansız hava araçları da artık elektronik destek ve karıştırma görevlerini otonom biçimde yapabilecek hale geliyor. Bu sistemler sayesinde Türkiye, NATO içinde çok katmanlı elektronik harp yeteneğine sahip sayılı ülkelerden biri haline geldi.
Ahmet Alemdar’a göre, Avrupa ülkeleri son dönemde artan dron tehditleri, GPS karıştırma olayları ve hava savunma sistemlerinin elektronik saldırılara maruz kalması nedeniyle yeni çözümler arayışında. Türkiye’nin sahada kendini kanıtlamış KORAL, KANGAL, MERTER gibi sistemleri bu noktada önemli bir alternatif oluşturuyor. Alemdar, “Avrupa’nın yeni güvenlik mimarisinde, Türkiye’nin elektronik harp sistemleri kritik bir rol oynayabilir. Avrupa ülkeleri, artık yalnızca Türk İHA’larına değil, elektronik harp teknolojilerimize de ilgi göstermeye başladı.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin geliştirdiği sistemlerin açık mimarili olması, farklı platformlarla entegre çalışabilmesi ve sahada test edilmiş olması, Ankara’yı bu alanda güvenilir bir teknoloji ortağı haline getiriyor. Uzmanlar, kısa vadede Avrupa ülkeleriyle elektronik harp alanında ihracat ve ortak üretim anlaşmalarının gündeme gelebileceğini öngörüyor.
Yorum Paylaş
Yorumlar
Henüz yorum bulunmamaktadır.
İlgili Haberler
Milli hava araçlarına yerli “kalp ve damar sistemi”: Hidrolik sistemlerde kritik yerlileştirme hamlesi
HAVELSAN’dan Döner Kanat Simülatörlerinde Küresel Hamle: ABD’li ART ile Stratejik Ortaklık
Saab, Gripen Savaş Uçağının Geliştirilmesi İçin 270 Milyon Dolarlık Sözleşme Kazandı
Hanwha Systems, Güney Kore’nin Yeni Nesil Cheongung-III Hava Savunma Radarını Geliştirecek
Harp Sahasının Yeni Oyuncusu: İnsansız Kamikaze Sualtı Araçları Dönemi Başladı
Türk Savunma Sanayisi Afrika’da Sahne Aldı: BAMEX’25 Kıtada Yeni Bir Merkez Olma Yolunda
ASELSAN’dan Avrupa’ya 400 Milyon Doları Aşan Elektronik Harp İhracatı
HASAT 2025’te Teknoloji Girişimciliği Savunma Sanayisinin Geleceğini Şekillendiriyor