SON DAKİKA
Türk savunma sanayii, Cumhuriyet tarihinin en önemli günlerinden birini geride bıraktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilen tören, sadece yeni sistemlerin envantere girdiği bir gün değil, aynı zamanda Türkiye’nin savunma üretiminde “seri üretim” dönemine geçişinin ilanı oldu. Törende, ASELSAN’ın 14 yeni tesisi açılırken, Oğulbey Teknoloji Üssü’nün de temeli atıldı. Bu adımlar, yerli savunma teknolojilerinin sürdürülebilir ve hızlı şekilde üretilebileceği yeni bir dönemin kapısını aralıyor.
Tören kapsamında yaklaşık 460 milyon dolar değerinde, 47 araçtan oluşan sistemler Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edildi. Bu teslimatlar arasında, Türkiye’nin uzun menzilli hava savunmasında kritik bir yer tutan SİPER sistemi ve ona bağlı 10 araç, üç adet HİSAR-O orta menzilli hava savunma sistemi ve 21 destek aracı yer aldı. Ayrıca KORKUT hava savunma sistemi, PUHU ve REDET elektronik harp sistemleri de envantere katılarak “Çelik Kubbe” projesinin sahadaki gücünü daha da pekiştirdi.
Savunma Sanayii Uzmanı Yusuf Akbaba’ya göre, bu teslimatlar Türkiye’nin savunma tarihinde tek seferde yapılan en büyük sistem teslimatı olarak kayıtlara geçti. Akbaba, Ankara’nın bu adımıyla hem bölgesel hem küresel düzeyde güçlü bir mesaj verdiğini, Türkiye’nin sahip olduğu savunma kabiliyetlerini dünyaya göstermek istediğini belirtti. Özellikle HİSAR sistemlerinin üretim kapasitesinin artması, kısa sürede Türkiye’nin farklı bölgelerinde bu sistemlerin aktif olarak konuşlandırılacağı anlamına geliyor.
Yeni tesislerin faaliyete geçmesi ve üretim kapasitesinin artmasıyla birlikte, Türkiye artık savunma sistemlerinde dışa bağımlılıktan tamamen kurtulmaya doğru ilerliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurguladığı gibi, “seri üretim” dönemi sadece hava savunma sistemleri için değil, elektronik harp, uydu destekli savunma, insansız araçlar ve balistik füze teknolojileri için de bir dönüm noktası niteliğinde. Çelik Kubbe projesiyle Türkiye, çok katmanlı bir hava savunma şemsiyesini milli imkanlarla inşa etmeyi başardı.
Sonuç olarak, Türkiye artık sadece savunma sistemleri geliştiren bir ülke değil, aynı zamanda bunları hızlı ve etkili biçimde üretebilen bir savunma sanayi gücüne dönüşüyor. ASELSAN ve ROKETSAN öncülüğünde başlayan bu yeni dönem, hem ulusal güvenlikte hem de teknolojik bağımsızlıkta yeni bir sayfa açıyor.
Yorum Paylaş
Yorumlar
Henüz yorum bulunmamaktadır.
İlgili Haberler
Milli hava araçlarına yerli “kalp ve damar sistemi”: Hidrolik sistemlerde kritik yerlileştirme hamlesi
HAVELSAN’dan Döner Kanat Simülatörlerinde Küresel Hamle: ABD’li ART ile Stratejik Ortaklık
ASELSAN’dan Avrupa’ya 400 Milyon Doları Aşan Elektronik Harp İhracatı
Avcı İHA TALAY Deniz Testlerine Giriyor: Alçak İrtifada Yeni Güç Çarpanı
Türk Savunma Sanayisinde İHA’ların 2026 Rotası: Seri Üretim ve Yüksek Adetli Siparişler
ABD Ordusu IBCS ile Seyir Füzelerini Başarıyla Önledi: Entegre Hava ve Füze Savunmasında Kritik Test
Bayraktar AKINCI’dan Milli Mühimmat Gösterisi: BOZOK ve KAYI30 Hedefi Tam İsabetle Vurdu
Yerli Nano Helikopter “Nanoalp” İhracat Kapılarını Açtı: Keşif ve İstihbaratta Sessiz Güç