Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Türk savunma sanayii şirketlerinin küresel pazardaki etkinliğini artırmak amacıyla 23 ülkeye savunma sanayii ataşeleri atanacağını açıkladı. Görgün, bu ataşelerin Türk firmalarıyla yabancı ülkelerdeki kullanıcılar arasında doğrudan iletişim kurarak yeni iş birliklerine zemin hazırlayacağını belirtti. “Ataşelerimiz, sektörün kabiliyetlerini dünyaya tanıtan, ülkelerin ihtiyaçlarını yerinde analiz eden ve firmalarımıza doğru yönlendirmeler yapan birer köprü olacaklar.” dedi.

Görgün, ilk görevlendirmenin dost ve kardeş ülke Azerbaycan’a yapıldığını, burada halihazırda bir savunma sanayii müşavirinin görevde olduğunu söyledi. Ayrıca Pakistan’da da bir müşavirin bulunduğunu belirten Görgün, stratejik öneme sahip ülkelerde görevlendirmelerin devam edeceğini ifade etti. “Her kıtada varız. Ataşelerimiz, ihracat yaptığımız veya potansiyeli yüksek ülkelerde görev alacaklar,” dedi.

Türk savunma sanayiinin 2024’te büyük bir atılım yaptığını vurgulayan Görgün, sektörün bir önceki yıla göre %29 büyüme gösterdiğini ve 20 milyar dolarlık sözleşmeye imza attığını söyledi. 2025 yılına da hızlı bir başlangıç yaptıklarını belirten Görgün, yalnızca ilk ayda 1 milyar doların üzerinde yeni sözleşme imzalandığını açıkladı. En fazla teslimatın ABD ve NATO ülkelerine yapıldığını dile getiren Görgün, Türkiye’nin artık dünyanın 11. büyük savunma ihracatçısı konumunda olduğunu, kısa sürede ilk 10’a girmeyi hedeflediklerini ifade etti.

87 ülkeyle savunma iş birliği anlaşması yapıldığını açıklayan Görgün, Türkiye’nin yüksek teknolojili ürünlerle küresel pazarda önemli bir marka haline geldiğini belirtti. Ayrıca, “Çelik Kubbe” hava savunma sistemi ve SİPER 2 projelerinin seri üretim sürecine geçildiğini, Milli Muharip Uçak KAAN projesinin ise planlandığı takvimin önünde ilerlediğini söyledi. “Savunma sanayiinde yapılamayanı yaptık, artık sahadaki doktrinleri değiştiren teknolojiler sunuyoruz,” dedi.

Türk savunma sanayii ataşeleri, yeni dönemde sadece ihracatı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin dost ve müttefik ülkelerle savunma ilişkilerini de derinleştirecek. Bu yapılanma, Türkiye’nin savunma diplomasisinde yeni bir sayfa açacak gibi görünüyor.