SON DAKİKA
ASELSAN, hava platformlarının beka kabiliyetini kökten artıracak YILDIRIM-100 Yönlendirilmiş Kızılötesi Karşı Tedbir (DIRCM) sistemiyle kritik bir eşiği geçti. Şirket, harp başlıklı gerçek füzelerin kullanıldığı etkinlik testlerini başarıyla tamamlayarak, sistemin sahadaki performansını doğruladı. YILDIRIM-100; güdümlü füzelerin kızılötesi arayıcı başlıklarını, senkronize edilmiş çoklu bantlarda yönlendirilmiş lazer enerjisiyle körelterek rota dışına itiyor. Böylece ısı güdümlü füzelere karşı yalnızca kaçınma manevrası ve flare’lara dayalı pasif savunmanın ötesine geçen aktif, yüksek isabetli bir koruma katmanı oluşuyor.
Platform üzerindeki füze ikaz sistemleri (MWS) ve flare atıcılarıyla tam entegre çalışan YILDIRIM-100, hassas gimbal yapısı sayesinde yaklaşan tehdide milisaniyeler içinde kilitlenip lazer ışınını arayıcıya yönlendiriyor. Hassas takip birimi ve lazer birimi koordineli şekilde çalışarak farklı dalga boylarında “dazzling/jamming” etkisi yaratıyor; terminal safhada hedef alınan hava aracının vurulma olasılığını dramatik biçimde düşürüyor. Düşük güç tüketimi, yüksek kullanılabilirlik ve çoklu tehdit altında kesintisiz görev icrası, sistemin görev çevrimi boyunca sürdürülebilir bir koruma sağlamasına imkân tanıyor.
ASELSAN, 50’nci gurur yılında modern harekât ortamının gerektirdiği oyun değiştirici teknolojilerde çıtayı yükseltiyor. YILDIRIM-100 ile Türkiye, yalnızca sınırlı sayıda ülkenin erişebildiği lazer tabanlı DIRCM yetkinliğine yerli olarak sahip oldu. Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün de X üzerinden yaptığı değerlendirmede, harp başlıklı gerçek füzelerle tamamlanan test sürecinin YILDIRIM-100’ün teknolojik olgunluğunu teyit ettiğini vurgulayarak, sistemin hava platformlarımızı güdümlü füze tehditlerine karşı koruma altına aldığını ifade etti. Görgün, lazer teknolojisinde ulaşılan seviyenin artık tek seferlik bir kazanım değil, sürekli geliştirilen bir kabiliyet alanı olduğunu da kaydetti.
Önümüzdeki dönemde YILDIRIM-100’ün helikopterlerden sabit kanatlı uçaklara ve büyük İHA/SİHA’lara kadar geniş bir platform yelpazesinde konfigüre edilmesi bekleniyor. Bu sayede, hava harekâtında ağ merkezli koruma mimarisi güçlenecek; konvoy, VIP, özel görev ve uzun süreli keşif/denetleme profillerinde risk profili aşağı çekilecek. Türkiye’nin yerli sensör, ikaz ve karşı tedbir ekosistemiyle birlikte düşünüldüğünde YILDIRIM-100, entegre hava platformu koruma konseptinde önemli bir çarpan etkisi yaratıyor.
Yorum Paylaş
Yorumlar
Henüz yorum bulunmamaktadır.
İlgili Haberler
HAVELSAN’dan Döner Kanat Simülatörlerinde Küresel Hamle: ABD’li ART ile Stratejik Ortaklık
ASELSAN’dan Avrupa’ya 400 Milyon Doları Aşan Elektronik Harp İhracatı
Avcı İHA TALAY Deniz Testlerine Giriyor: Alçak İrtifada Yeni Güç Çarpanı
Türk Savunma Sanayisinde İHA’ların 2026 Rotası: Seri Üretim ve Yüksek Adetli Siparişler
ABD Ordusu IBCS ile Seyir Füzelerini Başarıyla Önledi: Entegre Hava ve Füze Savunmasında Kritik Test
Bayraktar AKINCI’dan Milli Mühimmat Gösterisi: BOZOK ve KAYI30 Hedefi Tam İsabetle Vurdu
Yerli Nano Helikopter “Nanoalp” İhracat Kapılarını Açtı: Keşif ve İstihbaratta Sessiz Güç
BAE Systems, CV90 Zırhlı Araçları İçin Saab’ın UTAAS Atış Kontrol Sistemini Seçti