SON DAKİKA
Türk Deniz Kuvvetleri 2030 vizyonu, Türkiye’nin denizlerdeki caydırıcılığını artırmayı ve yerli, milli ve sürdürülebilir bir deniz gücü inşa etmeyi hedefleyen kapsamlı bir dönüşüm sürecini ifade eder. Bu vizyon, sadece platform sayısının artırılmasını değil; aynı zamanda teknoloji, komuta kontrol ve harekât kabiliyetlerinin bütüncül şekilde geliştirilmesini esas alır. İlk aşamada kamuoyunda yeni gemi projeleriyle öne çıkan bu süreç, aslında Mavi Vatan konsepti doğrultusunda deniz yetki alanlarının etkin korunmasını amaçlayan uzun vadeli bir stratejidir. Türk Deniz Kuvvetleri, 2030’a doğru ilerlerken bölgesel bir deniz gücünden küresel ölçekte etkili bir aktör olma hedefini benimsemektedir.
Teknik ve operasyonel açıdan bakıldığında Türk Deniz Kuvvetleri 2030 yapılanması; modern fırkateynler, yeni nesil denizaltılar, insansız deniz araçları ve gelişmiş hava unsurlarıyla desteklenen çok katmanlı bir güç yapısına dayanmaktadır. Ağ merkezli harp, entegre komuta kontrol sistemleri ve yerli savunma sanayi ürünleri bu dönüşümün temel unsurlarıdır. Özellikle sensör füzyonu, elektronik harp ve hava savunma kabiliyetlerinde sağlanan ilerlemeler, deniz harekâtlarında karar üstünlüğünü ön plana çıkarmaktadır. Türk Deniz Kuvvetleri 2030 vizyonu, yalnızca askeri bir modernizasyon süreci değil; aynı zamanda deniz güvenliği, enerji hatlarının korunması ve bölgesel istikrarın sağlanması açısından stratejik bir güç projeksiyonu olarak değerlendirilmektedir.