SON DAKİKA
Türkiye’nin savunma mimarisine yeni bir boyut kazandıran SİPER Hava Savunma Sistemi, ülkenin uzun menzilli bölge hava ve füze savunma ihtiyacını milli imkânlarla karşılamak amacıyla geliştirildi. Projenin arkasında, ASELSAN, ROKETSAN ve TÜBİTAK SAGE gibi Türkiye’nin önde gelen savunma sanayii aktörleri var. SİPER, barış zamanında caydırıcılık; kriz ve savaş döneminde ise havadan gelecek tehditlere karşı etkin bir müdahale aracı olarak tasarlandı.
SİPER, savaş uçakları, insansız hava araçları (İHA), seyir füzeleri ve havadan karaya mühimmatlar gibi “hava soluyan” hedefleri tespit edip imha edebiliyor. Sistem; arama ve atış kontrol radarları, komuta-kontrol birimleri, füze fırlatma sistemleri, haberleşme ve röle araçları gibi çok sayıda bileşenden oluşuyor; bu sayede hem sabit hem mobil konuşlandırmaya uygun.
İlk versiyon olan SİPER Ürün-1 (Block I), 2024 sonunda envantere girdi. Bu versiyonun menzili 100+ kilometre ve irtifası 20+ kilometre olarak belirlendi. Füze, üzerine eklenen booster ve aktif radar arayıcı başlığı sayesinde yüksek manevra kabiliyeti ve terminal safhada güçlü bir vuruş doğruluğu sunuyor.
SİPER’in devamı olarak geliştirilen Ürün-2 (Block II) ve Ürün-3 (Block III) ile menzil ve irtifa kapasitesinin aşamalı olarak artırılması hedefleniyor. Resmi açıklamalara göre Ürün-2 menzili ~150 km, Ürün-3 ise ~180 km olacak. Bu, Türkiye’nin stratejik tesislerini ve kritik altyapılarını daha uzun mesafelerden koruma imkânı demek.
Sistem, yalnızca bireysel bir savunma aracı değil; ülkenin kurduğu katmanlı hava savunma mimarisi Çelik Kubbe’nin kilit parçası. Çelik Kubbe kapsamında, SİPER uzun menzil yükü üstlenirken; kısa ve orta menzilli savunma sistemleri de alçak ve orta irtifalardaki tehditleri karşılıyor. Böylece tam katmanlı, çok yönlü bir gökyüzü savunması sağlanmış oluyor.
SİPER’in teknik donanımı; çoklu hedefe aynı anda angajman, otomatik tehdit değerlendirmesi, dost-düşman tanıma (IFF), radar füzyonu, çeşitli iklim ve hava koşullarında görev yapabilme, hem seri treyler hem de çekili araçlarla mobil konuşlanma gibi nitelikleri kapsıyor. Bu sayede hem sabit üslerde hem de sahada esnek, hızlı konuşlanabilen bir savunma altyapısı oluşturuluyor.
Son olarak, 2025’te deniz platformu üzerinden fırlatılan SİPER-1D versiyonu ile sistem, kara savunmasının yanında deniz ortamında da uzun menzilli hava savunması kapasitesine kavuştu. Bu adım, Türkiye’yi uzun menzilli deniz hava savunma yeteneğine sahip sayılı ülkeler arasına taşıdı.
Özetle, SİPER hem teknik kabiliyetleri hem de stratejik konumu ile Türkiye’nin gökyüzündeki en güçlü kalkanlarından biri. Gelişen füzeleri, entegre sistemi ve çok katmanlı savunma ağı ile SİPER, gelecekte ülkenin hava sahası güvenliğinde merkezi bir rol üstlenmeye aday.