SON DAKİKA
Türk savunma sanayii, platform ve sistem bazlı atılımlarının ardından bu kez de savaş alanının kurallarını değiştirebilecek nitelikte yeni bir kabiliyetle gündemde. IDEF 2025’te tanıtılan ve Roketsan imzası taşıyan konteynerden seyir füzesi atabilme sistemi, dışarıdan bakıldığında standart bir kargo konteynerinden farksız yapısıyla, modern harp sahasında “gizli ve sürpriz” bir vurucu güç unsuru olarak öne çıkıyor.
Savunma Sanayii Uzmanı Ahmet Alemdar, sistemin temel mantığının “gizlilik” üzerine kurulu olduğuna dikkat çekiyor. Geleneksel senaryolarda düşman, vurucu güce sahip gemi veya platformları uydu, keşif uçakları, sinyal istihbaratı ve hatta sivil kaynaklarla takip etmeye çalışıyor. Bu durum, kritik platformların daha ateş açamadan hedef haline gelmesine yol açabiliyor. Oysa sivil görünümlü bir konteyner içine gizlenmiş seyir füzeleri, sahaya fark edilmesi son derece zor bir “sürpriz unsur” kazandırıyor ve bu da Türkiye’ye simetrik bir güç çarpanı olarak geri dönüyor.
IDEF 2025’te sergilenen örnek sistem, ÇAKIR seyir füzesine göre tasarlandı ve tek bir konteynerden 6 adet ÇAKIR füzesi ateşlenebiliyor. ÇAKIR’ın 100 kilometrenin üzerindeki menzili, yüksek hassasiyetli vuruş kabiliyeti ve insan denetiminde görev uçuşu yapabilmesi, sistemi taktik anlamda son derece esnek kılıyor. Veri bağı (data-link) sayesinde konteynerden ateşlenen ÇAKIR füzeleri, farklı komuta merkezlerinden de hedefle angajmana sokulabiliyor; bu da sahada dinamik hedef değişimi ve anlık görev güncellemesi gibi ileri seviye kabiliyetler sunuyor.
Alemdar, konteynerin günümüz lojistik ve taşımacılık dünyasının en yaygın unsurlarından biri olduğuna dikkat çekerek, bu yapının kamuflaj açısından “ideal kılıf” olduğunu vurguluyor. Çin başta olmak üzere bazı ülkeler geçmişte benzer konseptleri hayata geçirmişti; ancak Türkiye’nin bunu kendi milli seyir füzesi ve veri bağı mimarisiyle birleştirmesi, sahaya özgün ve caydırıcı bir çözüm koyduğu anlamına geliyor. Rusya-Ukrayna ve İran-İsrail hattında sıkça görülen “sürpriz vuruş” ve “perdeleme” taktiklerinin modern versiyonu, Türk savunma sanayiinde konteyner tabanlı füze sistemleriyle vücut buluyor.
Bu yeni kabiliyet, yalnızca bir silah sistemi olmaktan öte, Türkiye’nin doktrinel esnekliğini artıran stratejik bir unsur olarak değerlendiriliyor. Gerek kıyı savunması, gerek kritik bölgelerin korunması, gerekse harp sahasında beklenmedik noktalardan yüksek etkili taarruzlar düzenlenmesi bakımından konteynerden füze atımı, Ankara’ya hem caydırıcılık hem de operasyonel sürpriz avantajı kazandırıyor.
Yorum Paylaş
Yorumlar
Henüz yorum bulunmamaktadır.
İlgili Haberler
Bayraktar KIZILELMA, Dünyada İlk Kez Görüş Ötesi Hava-Hava Atışıyla Jet Hedef Vurdu
Roketsan’dan Milli Savunmada Büyük Sıçrama: TAYFUN, ALKA ve AKATA ile Yeni Dönem Başladı
Türkiye’nin Ramjet devrimi: Yerli motor testiyle dünyada sayılı ülkeler arasına giriş
Bayraktar KIZILELMA, F-16 ile GÖKDOĞAN Testinde Hedefe Kilitlendi: Tarihi Simüle Atışta Tam İsabet
LEVENT Yakın Hava Savunma Sistemi’nden İlk Gerçek Hedefte Tam İsabet
Türkiye Gökyüzünde Tarih Yazdı: Yerli AESA Radar ile F-16’dan Gökdoğan İlk Kez Ateşlendi
Otokar’dan Rekor Hamle: Türkiye’nin En Büyük Zırhlı Araç İhracatında Üretim Hızı Katlandı
ALTAY Tankı Üretiminde Yerli Robot Devrimi: 38 Robot Pozisyoner ve Dijital İkiz Teknolojisi Sahada