SON DAKİKA
Suriye güvenli bölge stratejisi, Türkiye’nin özellikle 2016 sonrasında Suriye iç savaşının etkilerini sınırlarının dışında tutmak, terör tehdidini azaltmak ve ülkeye sığınan milyonlarca Suriyelinin güvenli şekilde geri dönüşüne zemin hazırlamak için benimsediği çok katmanlı bir güvenlik yaklaşımıdır. Bu strateji, Türkiye’nin güney sınırı boyunca belirli bir derinlikte “güvenli hat” oluşturma hedefine dayanır; amaç, sınır illerine yönelik roket, sızma ve terör saldırılarını önlemek, istikrarlı bir tampon bölge oluşturmaktır. Bu çerçevede Türkiye, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı gibi sınır ötesi harekâtlarla kuzey Suriye’de çeşitli bölgelerde fiili güvenli alanlar yaratmış; bu alanlarda yerel güvenlik, belediye hizmetleri, eğitim ve sağlık altyapısına yönelik adımlar atmıştır. Güvenli bölge söylemi, hem Türkiye’nin ulusal güvenlik kaygılarının hem de milyonlarca Suriyeli sığınmacının geleceğine dair arayışların ortak bir başlığı haline gelmiştir.
Stratejinin daha teknik boyutunda Türkiye, Suriye sınırının yaklaşık 460 km’lik bir bölümünde, ortalama 30 km derinliğe uzanan bir güvenli bölge oluşturma hedefini dile getirmiş; bu hattın PKK/YPG ve DEAŞ gibi örgütlerden arındırılmış, ağır silahlardan temizlenmiş ve mümkün olduğunca sivil yerleşime uygun bir alan olmasını öngörmüştür. Barış Pınarı Harekâtı ile Tel Abyad ve Resulayn hattında kurulan kontrol alanları, hem sınır güvenliği hem de belirli sayıda Suriyeli mültecinin dönüşü için “pilot güvenli bölge” niteliği taşımaktadır. Türkiye’nin planlarında bu bölgelerde konut, altyapı ve ekonomi odaklı projelerle 1–2 milyon arası Suriyelinin yerleştirilmesi vizyonu öne çıkarken; uluslararası alanda nüfus mühendisliği, demografik dengelerin değişmesi ve yerel grupların hakları konusunda yoğun tartışmalar da yaşanmaktadır. Güvenli bölge stratejisi bu yönüyle, sadece askeri değil; diplomasi, uluslararası hukuk, insani yardım, yeniden inşa ve göç yönetimi boyutlarını da içeren karmaşık bir güvenlik doktrini olarak öne çıkmakta; Türkiye’nin ABD, Rusya ve bölgedeki diğer aktörlerle yaptığı mutabakat ve müzakerelerle şekillenmektedir.