Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş, İran–İsrail gerilimi, Afrika’da süregelen çatışmalar ve küresel ölçekte artan güvenlik riskleri, birçok ülkeye modern harp sahasının gerektirdiği gerçekleri yeniden hatırlattı. Özellikle son iki yılda topçu mühimmatları, havanlar ve bomba atar mühimmatları olağanüstü bir hızla tüketildi. Bu durum, uzun süredir göz ardı edilen bu mühimmatların uluslararası arenada yeniden stratejik bir değer kazanmasına yol açtı.

Tam da bu kritik dönemde kurulan ESSAV, Türk savunma sanayii içinde kısa sürede güçlü bir konum edinmeye hazırlanıyor. Firmanın önceliği, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin topçu ve havan mühimmatı alanındaki ihtiyaçlarını karşılamak. Ancak şirketin uzun vadeli vizyonu, Türkiye’yi bu alanda dünyanın önde gelen ihracatçı ülkelerinden biri haline getirmek.

ESSAV Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Seçkin, günümüzde yaşanan tabloyu “yakın geçmişte neredeyse depolarda unutulan mühimmatların bugün altın değerinde olması” sözleriyle özetliyor. Arap Yarımadası’ndan Avrupa’ya, Afrika’dan Orta Asya’ya kadar pek çok ülkenin topçu mühimmatına yöneldiğini belirten Seçkin, mevcut üreticilerin iki–üç yıl sonrasına teslimat tarihi verdiğini vurguluyor. “Para bol, ama mühimmat yok. Bugünün en kritik sorunu bu” diyerek durumun ağırlığını ifade ediyor.

Şirketin üretim kapasitesini hızla yükselttiğini belirten Seçkin, gerekli izinlerin alındığını ve kısa sürede nihai üretim izninin de tamamlanacağını aktarıyor. Ardından hem iç piyasa hem de ihracat için yoğun üretime başlanacak. Özellikle Arap Yarımadası, Avrupa ve Afrika’dan gelen talepler ESSAV’ın dış pazarda hızla büyüyeceğine işaret ediyor. Seçkin, izinlerin tamamlanmasıyla taleplerin daha da artmasını beklediklerini ve yakın gelecekte önemli ihracat müjdeleri vereceklerine inandıklarını dile getiriyor.

Artan jeopolitik riskler ve hızla tüketilen mühimmat stokları, Türkiye’nin bu alandaki üretim kabiliyetini daha değerli hale getiriyor. ESSAV gibi yeni nesil savunma firmaları ise Türkiye’nin mühimmat tedarikinde küresel ölçekte başvurulan ülkelerden biri olmasını sağlayacak temel aktörler arasında yer alıyor.