Türk savunma sanayisinin stratejik bağımsızlığında en kritik darboğazlardan biri olan motor alanında, IDEF 2025’te imzalanan “Seyir Füzeleri Seri Üretim Motor Tedariki Sözleşmesi” ile yeni bir safhaya geçildi. Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci ve Kale Jet Motorları Yönetim Kurulu Başkanı Osman Okyay tarafından, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün’ün katılımıyla imzalanan anlaşma; seyir füzelerinin kalbi niteliğindeki motorların yüksek adetlerde, yerli ve milli imkânlarla üretimini güvence altına alıyor. Böylece “tam bağımsız savunma sanayii” hedefi doğrultusunda, kritik alt sistemlerde dışa bağımlılık daha da aşağı çekilecek.

Sözleşme, Roketsan’ın farklı platformlarda görev yapan seyir füzeleri için üç koldan yerli motor tedarikini kapsıyor. ATMACA için KTJ-3200A, SOM için KTJ-3200S, KARA ATMACA için KTJ-3700 ve ÇAKIR için KTJ-1750 turbojet motorları seri üretime giriyor. Düşük yakıt tüketimi ile yüksek itki değerlerini birleştiren KTJ ailesi, operasyon menzili ve görev süresini artırırken lojistik yükü azaltıyor. Özellikle KTJ-3700, sınıfında “en düşük çapa karşı en yüksek itki” dengesiyle öne çıkarak kara konuşlu platformlardan fırlatılan seyir füzelerine önemli bir performans artışı vaat ediyor.

Kale Jet Motorları’nın kurduğu modern üretim altyapısı, kısa sürede yıllık yüksek adetli kapasiteye ulaşarak küresel rakiplerle aynı ligde rekabet edebilecek seviyeye geldi. Bu yetkinlik sadece iç ihtiyaçları karşılamakla kalmıyor; ihracat başarısını da beraberinde getiriyor. KTJ-3200, Türkiye’nin ihraç edilen ilk turbojet motoru unvanını taşıyor. Nitekim kısa süre önce Birleşik Arap Emirlikleri için Brezilya tarafından geliştirilen MANSUP-ER gemisavar füzesinde KTJ-3200 kullanımı için imzalanan anlaşma, ürün ailesinin uluslararası güvenilirliğini tescilledi.

Yeni dönemde, KTJ serisinin farklı varyantlarıyla Roketsan’ın ürün gamındaki ATMACA, SOM, KARA ATMACA ve ÇAKIR füzeleri daha yüksek menzil, daha esnek görev profilleri ve daha düşük lojistik maliyetlerle Türk Silahlı Kuvvetlerinin caydırıcılığını güçlendirecek. Yerli motor çözümü; ambargo risklerini ortadan kaldırırken bakım-idame süreçlerinde çevrim sürelerini kısaltacak, sürdürülebilir tedarik zinciri sayesinde operasyonel hazırlık oranlarını artıracak. Savunma ekosisteminde ise yan sanayiye yayılan üretim, nitelikli istihdam ve teknoloji birikimiyle ekonomik çarpan etkisi yaratacak.