Türkiye, savunma sanayii alanında önemli bir adım attı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayi'nin (TUSAŞ) Airbus A400M askeri nakliye uçaklarına yerli ve milli bir sistem olan Yönlendirilmiş Kızılötesi Karşı Tedbir (DIRCM) sistemini entegre etmesi, bu alandaki yenilikçi yaklaşımın bir göstergesi. Türkiye, bu entegrasyonu gerçekleştiren ilk ülke olurken, diğer ülkelerin de benzer ihtiyaçları göz önünde bulundurarak Türkiye’den bu teknolojiyi talep etmeleri muhtemel görünüyor.
DIRCM sistemi, MANPADS gibi kızılötesi güdümlü tehditlere karşı etkili bir koruma sağlıyor. Savunma Analisti Hakan Kılıç'a göre, Türkiye'nin coğrafi ve stratejik konumu, bu tür sistemlerin önemini daha da artırıyor. Sistem, uçakların kritik bölgelerindeki sıcaklık farkını tespit eden düşman füzelerini, lazer ışınıyla hedef şaşırtarak etkisiz hale getiriyor. Bu teknoloji, özellikle düşman bölgesine yakın operasyonlarda veya tehdit altındaki bölgelerdeki misyonlarda büyük önem taşıyor.
Türkiye'nin A400M uçakları, sadece askeri operasyonlar için değil, aynı zamanda sivil yardım faaliyetlerinde de kullanılıyor. Bu nedenle, bu uçakların güvenliğini sağlamak, ulusal ve uluslararası görevlerin başarısı için kritik bir faktör. DIRCM sistemi ile donatılan A400M'ler, Türkiye'nin savunma sanayii alanındaki yeteneklerini gözler önüne sererken, bu alanda global bir oyuncu olma yolunda atılan önemli adımlardan biri olarak kabul ediliyor.
Yorumlar (0)