Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç'ün açıklamalarıyla gündeme gelen Tulpar Zırhlı Muharebe Aracı, Türk savunma sanayisinin en yeni başarılarından biri olarak öne çıkıyor. Efsanevi kanatlı at Tulpar'dan ismini alan bu araç, 21. yüzyıl savaş alanı ihtiyaçlarına göre tasarlanmış durumda. Piyade ve komando birliklerinin taleplerini karşılayacak şekilde geliştirilen Tulpar, aynı zamanda modern ana muharebe tanklarıyla uyumlu çalışabilir bir yapıya sahip. Tulpar'ın tasarımında, NATO üyesi ülkelerin benzer araç programlarındaki teknolojik standartlar ve özellikler dikkate alındı. Çok amaçlı ve modüler bir yapıya sahip olan bu araç, zırhlı personel taşıyıcıdan keşif ve hava savunma aracına kadar geniş bir yelpazede görev yapabilme kapasitesine sahip.
Tulpar, 7,62 ile 120 milimetre arası silah sistemleri, havan ve hava savunma sistemlerinin entegrasyonuna olanak tanıyan modüler bir yapıya sahip. Görgüç, Tulpar'ın özellikle mayın, el yapımı patlayıcılar, kimyasal, kinetik enerjili mühimmat ve KBRN tehditlerine karşı yüksek düzeyde koruma sağladığının altını çizdi. NATO STANAG 4569 standartlarına uygun olarak tasarlanan Tulpar, kara mayınlarına ve balistik tehditlere karşı etkin bir koruma sunuyor. Zorlu iklim koşulları ve ağır arazi şartlarında yapılan testlerden başarıyla geçen Tulpar, seri üretime hazır durumda.
Tulpar, Türk Silahlı Kuvvetlerine yeni nesil koruma, hareket kabiliyeti ve ateş gücü yeteneği sunarken, Türkiye'nin bu sınıfta yerli ve milli olarak tasarlanmış, test edilmiş ilk paletli zırhlı muharebe aracı olma özelliğini taşıyor. Görgüç, Tulpar'ın uluslararası alanda da ilgi gördüğünü ve dünya genelindeki potansiyel kullanıcılar tarafından olumlu geri bildirimler alındığını belirtti.
Yorumlar (0)