SON DAKİKA
Türkiye, savunma sanayindeki yerlileştirme hamlelerinde her geçen gün yeni bir başarıya imza atıyor. Bunların en önemlilerinden biri de TCG Preveze denizaltısından gerçekleştirilen ve büyük yankı uyandıran AKYA milli torpido atışı oldu. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın komuta ettiği bu atış, tamamen yerli imkanlarla geliştirilen MÜREN Savaş Yönetim Sistemi üzerinden gerçekleştirildi. Böylece hem savaş yönetim sistemi hem de milli torpido, ilk kez gerçek bir hedefte aynı anda test edilmiş oldu.
MÜREN sistemi, Türk mühendisleri tarafından geliştirilen ve 20 farklı sensör ile seyir sisteminden veri toplayarak hedef analizi yapan son derece gelişmiş bir savaş yönetim altyapısı sunuyor. Sonar sinyal işleme, torpido yörünge planlama ve gemi navigasyonu gibi tüm kritik unsurlar yerli algoritmalarla çalışıyor. Bu sistemin denizaltılara entegrasyonu, Türkiye’nin sualtı harp kabiliyetleri açısından tarihi bir eşik olarak kabul ediliyor.
AKYA torpidosu ise Türkiye’nin “mavi derinliklerdeki akıllı mühimmatı” olarak tanımlanıyor. Yüksek hız, hassas güdüm ve güçlü harp başlığıyla donatılan AKYA; su üstü hedefler ve diğer denizaltılar için yüksek etkinlik sunuyor. TCG Preveze’den MÜREN sistemi aracılığıyla ateşlenen AKYA’nın tam isabetle hedefini vurması, uzmanlara göre yalnızca teknik bir başarı değil, aynı zamanda stratejik bir kazanım niteliği taşıyor.
Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan, bu başarının dünyada az sayıda ülkenin yapabildiği bir kabiliyet olduğunu vurguluyor. Türkiye’nin kendi savaş yönetim sisteminden hem milli hem de yabancı torpidoları ateşleyebilme seviyesine ulaşmasının, denizaltı teknolojilerinde yeni bir lig anlamına geldiğini söylüyor. Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin yanına Türkiye’nin eklenmesi, sualtı harp sistemlerinde önemli bir güç dengesi değişimi yaratıyor.
Erkan’a göre en kritik unsur “sürpriz etkisi”. Bugüne kadar Türkiye’nin kullandığı yabancı torpidoların benzerleri Yunanistan dahil 18 ülkede bulunduğu için taktik etkileri büyük ölçüde biliniyordu. Ancak AKYA’nın arayıcı başlık frekansı, davranış algoritmaları ve yörünge özellikleri tamamen bilinmez olduğundan rakip taraf için ciddi bir belirsizlik yaratıyor. Aynı şekilde MÜREN’in veri işleme ve angajman karar mekanizmaları da dış ülkeler tarafından tahmin edilemiyor. Bu iki unsur bir araya geldiğinde Türkiye, denizaltı harbine “bilinmeyen bir denklem” sokmuş oluyor.
Türkiye’nin MÜREN–AKYA ikilisini maliyet etkin şekilde sunabilmesi durumunda uluslararası pazarda önemli bir oyuncu olabileceği ifade ediliyor. Zira dünyada sualtı modernizasyonu yapan ve kendi savaş sistemi ile torpidosunu birlikte sunabilen ülke sayısı bir elin parmağını geçmiyor. Türkiye’nin hâlihazırda Pakistan denizaltılarında yürüttüğü modernizasyon projeleri, bu alanda ortaya çıkan yeni pazarın güçlü bir işareti olarak gösteriliyor.
Uzmanlara göre bugün yapılan her test, milli denizaltı projelerinin geleceğine atılan bir yapı taşı niteliği taşıyor. MÜREN ile milli bir beyin oluşturulurken, AKYA ile milli ateş gücü kazanıldı. Bu iki kritik unsurun tarihin akışında önemli bir dönüm noktası olarak yer alacağı değerlendiriliyor.
Yorum Paylaş
Yorumlar
Henüz yorum bulunmamaktadır.
İlgili Haberler
Karadeniz’de Yeni Dönem: Türkiye’den Romanya’ya Tarihi MİLGEM İhracatı
Bayraktar TB3 ve Albatros-S’ten Mavi Vatan’da Tarihi Müşterek Operasyon Başarısı
KIZILELMA ve Skydagger: Türkiye’nin Havacılık Doktrinini Değiştiren Tarihi Testler
Roketsan’dan Milli Savunmada Büyük Sıçrama: TAYFUN, ALKA ve AKATA ile Yeni Dönem Başladı
ABD’li silah otoritelerinden Sarsılmaz’a tam not: SAR9 ailesi ABD basınında vitrine çıktı
LEVENT Yakın Hava Savunma Sistemi’nden İlk Gerçek Hedefte Tam İsabet
Artan küresel krizlerle mühimmat kritik hale geldi: Türkiye dünya için ana tedarik makasına dönüşüyor
Afrika ülkeleri Türk savunma sanayii ürünlerinden yüksek memnuniyet duyuyor