SON DAKİKA
Rusya–Ukrayna çatışması sahada yeni taktik ve teknolojik dönüşümlere yol açarken, son günlerde ortaya çıkan videolar deniz ortamında ilk kez görülen bir yöntemi gözler önüne serdi: insansız deniz araçlarından (İDA) toplu olarak havalanan FPV dron sürüleri. Bu taktik, denizden belirli bir mesafeye yaklaşan İDA’nın taşıdığı FPV’leri serbest bırakmasıyla hedefe ulaşmayı ve düşük maliyetle yüksek etkili zarar vermeyi amaçlıyor. Boyutları küçük ve düşük uçuş hızları nedeniyle FPV’lerin radarlarda tespiti zor; yoğun sürü halinde kullanıldıklarında ise gemi ve liman savunmalarında ciddi zafiyetler ortaya çıkarabiliyor.
Bu yöntem, operasyonda insan kaybı riski olmaması ve nispeten düşük maliyetle büyük zarar potansiyeli taşıması nedeniyle saldırgan taraf için cazip. FPV üretimi görece basit olduğundan sürü büyüklüğünü artırmak kolay; bu da deniz platformlarına yönelik asimetrik saldırıların maliyet-etkin bir yolunu sağlıyor. Savunma tarafında ise gemi üstü alanın kısıtlı olması, ek tespit radarları yerleştirmeyi zorlaştırıyor; özellikle hafif hücum botları veya kıyı devriye unsurları için FPV tehdidi daha yıkıcı olabilir.
Türkiye savunma sanayii açısından bu yeni senaryo hem risk hem fırsat sunuyor. Ülkemizde hem İDA hem de FPV geliştirme kabiliyetleri mevcut; STM ve diğer firmaların sahaya yönelik çözümleri hızla evriliyor. İhracat odaklı platformlarda İDA’dan kalkış yapabilen FPV paketleri veya tersine, FPV tehdidine karşı entegre kısa menzil savunma, elektro-optik tespit ve yönlendirilmiş enerji/akustik çözümler gibi sistemlerin geliştirilmesi öne çıkacak. Ayrıca tedarik edilen platformlarla birlikte eğitim, lojistik ve sensör yazılımları da paket olarak sunulursa hem kullanıcı ülke için caydırıcılık artar hem de ihraç eden taraf için katma değer yükselir.
Sonuç olarak denizlerde FPV sürülerinin kullanılması yeni bir dönemin habercisi. Hem deniz kuvvetleri hem de savunma sanayii aktörleri için öncelik, tespit-izleme kabiliyetlerini artırmak, platformlar arası entegrasyonu güçlendirmek ve düşük maliyetli dron dalgalarına karşı çok katmanlı savunma çözümleri geliştirmek olmalıdır. Türkiye hem bu tehdide karşı önlemler geliştirebilir hem de ortaya çıkan ihtiyaçları ihracat fırsatına dönüştürebilir.
Yorum Paylaş
Yorumlar
Henüz yorum bulunmamaktadır.
İlgili Haberler
Karadeniz’de Yeni Dönem: Türkiye’den Romanya’ya Tarihi MİLGEM İhracatı
Bayraktar TB3 ve Albatros-S’ten Mavi Vatan’da Tarihi Müşterek Operasyon Başarısı
Türkiye Savunma ve Havacılık Sanayisinden Tarihi Rekor: 11 Ayda 7,4 Milyar Dolarlık İhracat
Türkiye’nin Milli Hava Gücü Afrika’da Yükselişini Sürdürüyor: TUSAŞ’tan 7 Ülkeye 14 Sözleşme
Türk RF Jammer Teknolojisi Birleşmiş Milletler’in Afrika Operasyonlarında Görev Yapacak
SIPRI Listesinde Büyük Başarı: 5 Türk Savunma Devi İlk 100’e Girdi
Roketsan’dan Milli Savunmada Büyük Sıçrama: TAYFUN, ALKA ve AKATA ile Yeni Dönem Başladı
ULAK Haberleşme, EDEX 2025’te milli iletişim teknolojileriyle uluslararası sahnede